Beyoğlu, İstanbul’un çekim merkeziyken terk edilen, giderek yalnızlaşan, çoraklaşan semtine dönüştü. Beyoğlu’nun dönüşümü Türkiye’nin dönüşümünün bir iz düşümü gibiydi aslında. Entelektüellerin, öğrencilerin, sanatçıların siyasete, hayata dair canlı tartışmalarıyla, eğlenceyle ve neşeyle dolan Beyoğlu sokakları, giderek kasvetli bir yalnızlığı ve bir türlü yenilgiyi hatırlatıyor.
Kısa Dalga'dan Özgün Çağlar, tarihinde yangınlar, mütareke dönemi, 6-7 Eylül olayları gibi geçmiş zamanlı; cadde üzerindeki ağaçların kesilmesi, Emek Sineması’nın yıkılması, terör eylemleri gibi de yakın geçmiş zamanlı önemli kırılma noktaları bulunan Beyoğlu semtinin bugününü, kent sosyoloğu Cenk Özbay ve -“Son Beyoğlulular” olarak adlandırdığı- edebiyat eleştirmenleri Seçil Epik, Ahmet Ergenç, doktora öğrencisi Ezgi Yılmaz, Muaf barın işletmecilerinden Gürsel Yenilmez’le konuşuyor:
* “Çekim merkezi” olagelmiş Beyoğlu, ne zamandan beri ve ne şekilde “olunmak istenmeyen yer”e dönüştü?
* Kadıköy, Kurtuluş, Beşiktaş gibi semtlere son yıllarda yoğun göçler gerçekleşirken, bazı insanlar neden Beyoğlu’nda yaşamakta ısrar ediyor?
* Semtin somut ve değişen yapısının ötesinde, yazarlar-şairler-sanatçılar tarafından üretilmiş “Beyoğlu” imgeleri mevcutsa, bu imgeler neye karşılık geliyor?
* Peki ya, halihazırdaki Beyoğlu, içinde albenisi daha büyük bir Beyoğlu’nun tohumlarını taşıyor olabilir mi?
Podcast metnini okumak için: https://www.kisadalga.net/yeni-turkiye-yeni-beyoglu/
Kısa Dalga'ya destek: https://www.patreon.com/kisadalga
show less