3 JUL 2021 · Aydan Gülerce’nin “Türkiye’de her geçen gün biraz daha var oluşuna ciddi tehdit algılayarak sıkışmışlık yaşayan sadece iktidar değil, halk.” sözlerinden yola çıkarak vatandaşlık tanımlarıyla sosyal güvenlikleştirme ilişkisini konuştuk. Bu çerçevede Türkiye'de makbul vatandaş üzerinden sosyal güvencesizliği, “Görünürlük kazanılmaz, verilir.” argümanını öne çıkararak eleştirel bir şekilde açıkladık. Bu açıklamalar üzerinden Türkiye’yi inceledik: İstanbul sözleşmesinden çıkışı “çoğunluğun azınlığı vs. azınlığın çoğunluğu” üzerinden, cemaatlerin ve Bizim Çocuklar’ın da yer aldığı yeni makbul vatandaş yaklaşımını, bu yaklaşımın kurumsallaştırılmaya çalışıldığını açıklamaya çalıştık. Sonuçta, ekonomik güvencesizlik içerisinde yaşayan gençlerin vatandaşlık görevlerini hayat meşgalesi yaptığını, yani devlet tarafından güvencesizliğe çözümün, yine devletin güvenlikleştirme politikası sonucu, “askere yazıl, milliyetçiliğe oy ver” denklemi üzerinden kurulduğunu anlattık. İyi dinlemeler!