00:00
03:00
Oğul oğul
Şair olmasına şairsin
Amma velâkin itiraf eyle ki
Hep kadınlara ve meyvalara dairsin.


Kabahatin hepsi senin değil
Böyle doğmuşsun
İnsan olmadan önce erkek olmuşsun
Sen de farkındasın ki bu dünyanın
Ağacına ağaç, taşına taş,
Bulutuna bulut dediğin gün;
Minaresini uzarken, balığını yüzerken,
Fidanını büyürken sevdiğin gün
itiraf eyle ki henüz sabi,
itiraf eyle ki henüz toydun.
Gözlerin ot kokardı
Ağzın süt.
İnsanlar o yanda sürü sepet mahşer
Sen bu yanda
Zata mahsus kişilik dünyanda
Nefsi azizinle ilâ maşallah
Al takke ver külâh!...
Evvela gökyüzü alıp başını çekip gitti
O gökyüzü ki gözünün bebeğinde mihenk taşı
Kırk yıllık dost, çocukluk arkadaşı
Derisi derine bitişikti
Evvelâ gökyüzü alıp başını çekip gitti
Sonra göç eyledi çınar dalları
Arkasından yola düzüldüler
Martılar, çakıl taşları, güvercinler.
Velhasıl yüzünü güldüren cümle incik boncuk
Bir başka diyara göç ettiler aziz çocuk
Bir de baktım ki dikilivermiş karşına,
Bir endam aynası misillû
Bütün heybetiyle insanoğlu.
Ama gösterdiğin suret senin suretin değil,
İnsanoğlu bu;
Sadece meyvelerden ve hazlardan ibaret değil.
Bir dilimi zehir zıkkım,
Bir dilimi candan tatlı
İnsanın tarifi bu oğul, sevdanın değil.
Bir de baktın ki etrafını insanlar almış
Halka halka, dizi dizi, arşa kadar
Bir yapı içresin ki insandan kurulmuş
Duvarları insandan örülmüş,
Harcı insan, tuğlası insan,
Tavanı döşemesi insan,
Acısıyla, sızısıyla
Alnının kara yazısıyla
Korkudan tutulmuş dilleri,
İç içe çapraşık yolları
Bin türlü acaip halleriyle insan.
Bir de gördüm ki insanmış her ne var âlemde
Meğer her şeyin aslı astarı insanmış
İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe değil,
………………………………Aziiiiz şair,
İnsanları sevdiği kadar yaşarmış.
İnsanları seven mis
Sevmeyen bir hoş kokarmış,
Bundan ötesi yalan
Allı yalan, pullu yalan

Yalan oğul yalanmış.
1950 senesinde Mernuş
Bu şiiri böyle söylemiş.
Oğul oğul Şair olmasına şairsin Amma velâkin itiraf eyle ki Hep kadınlara ve meyvalara dairsin. Kabahatin hepsi senin değil Böyle doğmuşsun İnsan olmadan önce erkek olmuşsun Sen de farkındasın ki bu dünyanın Ağacına ağaç, taşına taş, Bulutuna bulut dediğin gün; Minaresini uzarken, balığını yüzerken, Fidanını büyürken sevdiğin gün itiraf eyle ki henüz sabi, itiraf eyle ki henüz toydun. Gözlerin ot kokardı Ağzın süt. İnsanlar o yanda sürü sepet mahşer Sen bu yanda Zata mahsus kişilik dünyanda Nefsi azizinle ilâ maşallah Al takke ver külâh!... Evvela gökyüzü alıp başını çekip gitti O gökyüzü ki gözünün bebeğinde mihenk taşı Kırk yıllık dost, çocukluk arkadaşı Derisi derine bitişikti Evvelâ gökyüzü alıp başını çekip gitti Sonra göç eyledi çınar dalları Arkasından yola düzüldüler Martılar, çakıl taşları, güvercinler. Velhasıl yüzünü güldüren cümle incik boncuk Bir başka diyara göç ettiler aziz çocuk Bir de baktım ki dikilivermiş karşına, Bir endam aynası misillû Bütün heybetiyle insanoğlu. Ama gösterdiğin suret senin suretin değil, İnsanoğlu bu; Sadece meyvelerden ve hazlardan ibaret değil. Bir dilimi zehir zıkkım, Bir dilimi candan tatlı İnsanın tarifi bu oğul, sevdanın değil. Bir de baktın ki etrafını insanlar almış Halka halka, dizi dizi, arşa kadar Bir yapı içresin ki insandan kurulmuş Duvarları insandan örülmüş, Harcı insan, tuğlası insan, Tavanı döşemesi insan, Acısıyla, sızısıyla Alnının kara yazısıyla Korkudan tutulmuş dilleri, İç içe çapraşık yolları Bin türlü acaip halleriyle insan. Bir de gördüm ki insanmış her ne var âlemde Meğer her şeyin aslı astarı insanmış İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe değil, ………………………………Aziiiiz şair, İnsanları sevdiği kadar yaşarmış. İnsanları seven mis Sevmeyen bir hoş kokarmış, Bundan ötesi yalan Allı yalan, pullu yalan Yalan oğul yalanmış. 1950 senesinde Mernuş Bu şiiri böyle söylemiş. read more read less

3 years ago #bo