00:00
22:12
“2020’yi nasıl hatırlayacaksınız?” diye kime sorsalar kuşkusuz tüm yanıtlarda karamsarlık ve belirsizlik hakim olurdu.

Yıl boyu devam eden ve görünen o ki 2021’in belirli bir döneminde de devam edecek olan pandemi, Türkiye’de derinleşen ekonomik kriz, artan cinsiyet eşitsizliği, ekolojik tahribat ve daha birçok şey… Senenin karamsarlığını bir nebze de olsa dağıtan teknolojik gelişmeler ve aşının bulunması ise yüzleri güldürdü. 

Biz de Ahval editörleri olarak 2020’ye bu sene hayatımızın değişmez parçası olan “zoom pencerelerimizden” bir bakış attık. 

Dünyanın farklı farklı ülkelerinden bir araya gelen Ahval editörleri olarak birinci değerlendirme maddemiz elbette Covid-19’du. Editörler olarak, seneye pandeminin damga vurduğu konusunda mutabık kaldık. 

Devamla Ahval editörlerinden Ali Abaday, seneyi şu sözlerle değerlendirdi:

“2020 çok hızlı başladı. Pandemi başlayana kadar en çok konuştuğumuz konu Avusturalya’daki yangındı… Ancak Covid-19 gündemi bize oradaki felaketi unutturdu. Kasım Süleymani’nin öldürülmesi ABD ve İran açısından önemli bir gelişmeydi. Herkes ‘üçüncü dünya savaşı mı başlıyor?’ diye sormaya başlamıştı. Türkiye’de ise ekonomik gelişmelerin ışığında bir de Covid-19 ile karşılaştık. Kısa sürede hepimiz evlerimize tıkıldık. Aslında karmaşık bir yıl oldu 2020. Tabii olumlu şeyler de oldu ama dünya açısından oldukça kaotik bir yıldı…”

Ceren Karlıdağ ise yıla cinsiyet eşitsizliği açısından baktı:

“Pandeminin yoksulluğu derinleştirmesi Türkiye’de büyük bir anksiyete yarattı. Kadın ve LGBTİ+’lar açısından değerlendirecek olursak bu yıl en az 381 kadın öldürüldü. Devletin sırtını sıvazladığı erillik, kadın katillerini cesaretlendirdi, cinsiyet eşitsizliği arttı. Pandemi nedeniyle çıkan af sürecinde bir tane düşünce suçlusu tahliye edilmezken kadınlar açısından daha güvensiz bir yıl oldu. Türkiye’de hiçbir ev güvenli değil ve kadınlar ile çocuklar virüsten korunsa bile şiddetten korunamadı.” 

Ali Aslangül ise 2020’yi şu sözlerle anlattı: 

“2020 bir yıldı ama sanki bir yüzyıl gibi geçti... Kobe Bryant ve kızı helikopter kazasında hayatını kaybetti, Maradona yaşamını yitirdi… Bu yıl ‘efsane’ dediğimiz isimleri de kaybettik aslında. Kötü bir yıl olarak tarihteki yerini alacağı kesin. Ancak teknolojik gelişmeler anlamında ciddi atılımlar oldu. Elon Musk’ın Starlink projesini konuşmuştuk daha önce... Teknolojik atılımlar hız kesmeden devam etti. 2020 yılını ben çok iyi hatırlayacağımı düşünmüyorum, birçok şirket daralmaya gitti, işten çıkarmalar arttı. Dizi ve film açısından da en kısır yıl oldu diyebilirim.” 

Sakıp Yaşar ise yılı şu sözlerle özetledi:

“Bir yazıda okumuştum 2020 bir yıl değil bir dönemdir diyordu yazar. Bizim için de 2020 bir dönem olacak. Türkiye’de Covid-19’a ekstra olarak anti demokratik uygulamalar ve hukuksuzluklar huzursuzluğumuzu derinleştirdi. Temennim kaybettiğimiz neşemizi yeniden kazanabilmemiz.”

Gülten Sarı ise yaşanan büyük felaketlerin yol açabileceği değişim üzerine konuştu:

“Gazetecilere ceza yağdı, AKP’li burjuvazinin ensesi daha da kalınlaştı ama ileride neler göreceğiz? Savaşlar olacak mı olacaksa bunların içeriği nasıl olacak? Doğu yükselecek mi, batı batacak mı? Asıl sorulması gereken soru tüm bunlar bizi nereye götürecek, neler göreceğiz? İnsanın değişimini ve dönüşümü de merak ediyorum. Z kuşağı bize ne getirecek? Beni çok şaşırtacak bir kuşak… Çok otoriter bir nesil de gelebilir, çok özgürlükçü bir nesil de… Bu açıdan ben aslında meraktayım. Nasıl bir dünya bizi bekliyor? Sanki 2020 fragmandı biz 2000’li yılların ilerleyen zamanlarında esas filmi izleyeceğiz gibi geliyor bana…”

Evren Dede ise yılın gazeteciler açısından oldukça yoğun bir yıl olduğunu belirtti:

“Tabii ki Covid-19 birinci sıradaki gündem maddesi ama yılı ‘berbat’ olarak tanımlayabiliriz. ‘Böyle bir virüs yok, aşı yok, bize çip takacaklar’ şeklindeki komplo teorilerine yoğun bir kitlenin inandığını gözlemledim. 2021 yılında da çok fazla bir şey beklemiyorum ama uzay kısmında birçok proje var. Aslında her şey aşının başarısına bağlı…”
“2020’yi nasıl hatırlayacaksınız?” diye kime sorsalar kuşkusuz tüm yanıtlarda karamsarlık ve belirsizlik hakim olurdu. Yıl boyu devam eden ve görünen o ki 2021’in belirli bir döneminde de devam edecek olan pandemi, Türkiye’de derinleşen ekonomik kriz, artan cinsiyet eşitsizliği, ekolojik tahribat ve daha birçok şey… Senenin karamsarlığını bir nebze de olsa dağıtan teknolojik gelişmeler ve aşının bulunması ise yüzleri güldürdü.  Biz de Ahval editörleri olarak 2020’ye bu sene hayatımızın değişmez parçası olan “zoom pencerelerimizden” bir bakış attık.  Dünyanın farklı farklı ülkelerinden bir araya gelen Ahval editörleri olarak birinci değerlendirme maddemiz elbette Covid-19’du. Editörler olarak, seneye pandeminin damga vurduğu konusunda mutabık kaldık.  Devamla Ahval editörlerinden Ali Abaday, seneyi şu sözlerle değerlendirdi: “2020 çok hızlı başladı. Pandemi başlayana kadar en çok konuştuğumuz konu Avusturalya’daki yangındı… Ancak Covid-19 gündemi bize oradaki felaketi unutturdu. Kasım Süleymani’nin öldürülmesi ABD ve İran açısından önemli bir gelişmeydi. Herkes ‘üçüncü dünya savaşı mı başlıyor?’ diye sormaya başlamıştı. Türkiye’de ise ekonomik gelişmelerin ışığında bir de Covid-19 ile karşılaştık. Kısa sürede hepimiz evlerimize tıkıldık. Aslında karmaşık bir yıl oldu 2020. Tabii olumlu şeyler de oldu ama dünya açısından oldukça kaotik bir yıldı…” Ceren Karlıdağ ise yıla cinsiyet eşitsizliği açısından baktı: “Pandeminin yoksulluğu derinleştirmesi Türkiye’de büyük bir anksiyete yarattı. Kadın ve LGBTİ+’lar açısından değerlendirecek olursak bu yıl en az 381 kadın öldürüldü. Devletin sırtını sıvazladığı erillik, kadın katillerini cesaretlendirdi, cinsiyet eşitsizliği arttı. Pandemi nedeniyle çıkan af sürecinde bir tane düşünce suçlusu tahliye edilmezken kadınlar açısından daha güvensiz bir yıl oldu. Türkiye’de hiçbir ev güvenli değil ve kadınlar ile çocuklar virüsten korunsa bile şiddetten korunamadı.”  Ali Aslangül ise 2020’yi şu sözlerle anlattı:  “2020 bir yıldı ama sanki bir yüzyıl gibi geçti... Kobe Bryant ve kızı helikopter kazasında hayatını kaybetti, Maradona yaşamını yitirdi… Bu yıl ‘efsane’ dediğimiz isimleri de kaybettik aslında. Kötü bir yıl olarak tarihteki yerini alacağı kesin. Ancak teknolojik gelişmeler anlamında ciddi atılımlar oldu. Elon Musk’ın Starlink projesini konuşmuştuk daha önce... Teknolojik atılımlar hız kesmeden devam etti. 2020 yılını ben çok iyi hatırlayacağımı düşünmüyorum, birçok şirket daralmaya gitti, işten çıkarmalar arttı. Dizi ve film açısından da en kısır yıl oldu diyebilirim.”  Sakıp Yaşar ise yılı şu sözlerle özetledi: “Bir yazıda okumuştum 2020 bir yıl değil bir dönemdir diyordu yazar. Bizim için de 2020 bir dönem olacak. Türkiye’de Covid-19’a ekstra olarak anti demokratik uygulamalar ve hukuksuzluklar huzursuzluğumuzu derinleştirdi. Temennim kaybettiğimiz neşemizi yeniden kazanabilmemiz.” Gülten Sarı ise yaşanan büyük felaketlerin yol açabileceği değişim üzerine konuştu: “Gazetecilere ceza yağdı, AKP’li burjuvazinin ensesi daha da kalınlaştı ama ileride neler göreceğiz? Savaşlar olacak mı olacaksa bunların içeriği nasıl olacak? Doğu yükselecek mi, batı batacak mı? Asıl sorulması gereken soru tüm bunlar bizi nereye götürecek, neler göreceğiz? İnsanın değişimini ve dönüşümü de merak ediyorum. Z kuşağı bize ne getirecek? Beni çok şaşırtacak bir kuşak… Çok otoriter bir nesil de gelebilir, çok özgürlükçü bir nesil de… Bu açıdan ben aslında meraktayım. Nasıl bir dünya bizi bekliyor? Sanki 2020 fragmandı biz 2000’li yılların ilerleyen zamanlarında esas filmi izleyeceğiz gibi geliyor bana…” Evren Dede ise yılın gazeteciler açısından oldukça yoğun bir yıl olduğunu belirtti: “Tabii ki Covid-19 birinci sıradaki gündem maddesi ama yılı ‘berbat’ olarak tanımlayabiliriz. ‘Böyle bir virüs yok, aşı yok, bize çip takacaklar’ şeklindeki komplo teorilerine yoğun bir kitlenin inandığını gözlemledim. 2021 yılında da çok fazla bir şey beklemiyorum ama uzay kısmında birçok proje var. Aslında her şey aşının başarısına bağlı…” read more read less

3 years ago #2020, #2021, #ahval, #değerlendirme, #editorler, #gelecek, #koronaivirüs, #kotü, #pandemi