00:00
02:39
Şiir : Ravza Karakülah
Ses : Mehmet Emre AKTAN

LÂMEKÂN
Yalpalıyorum Allah’ım
Sis bulutları inmiş gibi zihnime
Eğrisini doğrusunu hesaplayamadığım ne varsa
Gelip zincire vuruyor düşlerimi
Düşene tekme tokat dalan bu dünyada
Bir bebeğin ilk adımları kadar tedirgin kalbim..

Keşke düşsem diyorum.
Düşsem toparlanırım
Düşsem yerim belli olur hiç değilse
Yerimi yurdum bilir, öyle kalkarım ayağa.
Şayet kalkarsam
Ki kalkacağım biiznillah
İçimde dizginleyemediğim atları süreceğim bozkırlara
Geçeceğim Van Gogh’un yıldızlı gecelerinden
Arşa değen saçlarıma öreceğim asteroidleri
Ve bilmem kaç ışık yılı kadar çekip gideceğim dünyanızdan..

Yolum uzun..
İçimde yonttuğum kibrin âsi heykellerini
İbrahimî bir baltaya teslim ediyorum evvelâ.
Putlarınıza basarak yükseldiğim arşın alnında
Yazgımın karasına bulaşıyor soğuk ellerim.
Gök şahidim olsun;
Kuşlar bilir aşikâr ettiğim sırrın yükünü.
Ben savrulurken şehrin dehlizlerinde
Yerimde esen yellerin de alacağı olsun.

Savruluyorum Allah’ım.
Yerimde gerçekten yeller esiyor.
Mevsim kırlangıç dönümü,
Ve ben kaderiyim bir çınar yaprağının.
Bir fare kapanında ezilmiş zihnim bulamıyor mekânsal izzetini
Öyle eğreti, öyle aidiyetsiz ki varlığım
Planda yokmuşum da, son anda dünyaya kabul edilmişim gibi.

Gidiyorum işte vedâları süzerek imbiklerden
Balıkların taht kurmadığı deryalardan,
Kuşların imzasını atmadığı göklerden geçerken
Geçemiyorum insanın insana tapuladığı yeryüzünden..
Öylece kalıyorum ortada yersiz ve mekânsız
Araf desen değil, kafes desen hiç değil.

Sen söyle de bileyim artık Allah’ım
Âleminde benim de yerim var mıdır?
Şiir : Ravza Karakülah Ses : Mehmet Emre AKTAN LÂMEKÂN Yalpalıyorum Allah’ım Sis bulutları inmiş gibi zihnime Eğrisini doğrusunu hesaplayamadığım ne varsa Gelip zincire vuruyor düşlerimi Düşene tekme tokat dalan bu dünyada Bir bebeğin ilk adımları kadar tedirgin kalbim.. Keşke düşsem diyorum. Düşsem toparlanırım Düşsem yerim belli olur hiç değilse Yerimi yurdum bilir, öyle kalkarım ayağa. Şayet kalkarsam Ki kalkacağım biiznillah İçimde dizginleyemediğim atları süreceğim bozkırlara Geçeceğim Van Gogh’un yıldızlı gecelerinden Arşa değen saçlarıma öreceğim asteroidleri Ve bilmem kaç ışık yılı kadar çekip gideceğim dünyanızdan.. Yolum uzun.. İçimde yonttuğum kibrin âsi heykellerini İbrahimî bir baltaya teslim ediyorum evvelâ. Putlarınıza basarak yükseldiğim arşın alnında Yazgımın karasına bulaşıyor soğuk ellerim. Gök şahidim olsun; Kuşlar bilir aşikâr ettiğim sırrın yükünü. Ben savrulurken şehrin dehlizlerinde Yerimde esen yellerin de alacağı olsun. Savruluyorum Allah’ım. Yerimde gerçekten yeller esiyor. Mevsim kırlangıç dönümü, Ve ben kaderiyim bir çınar yaprağının. Bir fare kapanında ezilmiş zihnim bulamıyor mekânsal izzetini Öyle eğreti, öyle aidiyetsiz ki varlığım Planda yokmuşum da, son anda dünyaya kabul edilmişim gibi. Gidiyorum işte vedâları süzerek imbiklerden Balıkların taht kurmadığı deryalardan, Kuşların imzasını atmadığı göklerden geçerken Geçemiyorum insanın insana tapuladığı yeryüzünden.. Öylece kalıyorum ortada yersiz ve mekânsız Araf desen değil, kafes desen hiç değil. Sen söyle de bileyim artık Allah’ım Âleminde benim de yerim var mıdır? read more read less

2 years ago #aktan, #aşk, #emre, #güzel, #karakülah, #lamekan, #manevi, #mehmet, #mevlana, #poem, #poet, #siir, #söz, #şiir, #şiirleri